Anasayfa > Books / Kargakara > Kurgu Sarmalı 16

Kurgu Sarmalı 16

XVI

Otele döndüğümde karmakarışık düşünceler içindeydim, başım ağırlaşmış gibiydi. Odaya girince Melike’yi hüngür hüngür ağlarken buldum.Ağlamaktan gözleri şişmişti ve içler acısı bir hali vardı.İç çamaşırlarıyla yüzüstü yatmış zangır zangır titreyerek ağlıyordu.Onun bu hali bende merhamet ve şehvet duygularını beraber uyandırıyordu. Yanına oturdum ve saçlarını okşamaya başladım. Öğrendiklerimi bana kendisinin itiraf etmesini istiyordum. “Ne oldu canım neden ağlıyorsun?” diye sordum.Elimi tutup rimelleri akmış gözleriyle bana baktı. “Of,Tahir. Ben ne yapacağımı bilmiyorum.’dedi.

-Hala başın mı ağrıyor?

“Hayır, sorun o değil.Demin annem aradı” dedi ve der demez hıçkırıklara boğuldu.Ona sarıldım. “Yoksa Ayşe Teyze’ye bir şey mi olmuş?” diye sordum “ Sakin ol aşkım.Sakin ol ve ne olduğunu anlat.”dedim.Melike hıçkırmaktan konuşamıyordu. “Annem çok kötüymüş,çünkü..”deyip sustu. Yüzünde vazoyu kırmış küçük bir çocuğunki gibi bir suçluluk ifadesi vardı.“Aslında benim senden uzun süredir sakladığım çok önemli bir şey var.”dedi. “Biliyorum” dedim “Hapiste bir kocan vardı.” “Nereden biliyorsun?”diye sordu şaşırarak.

-Demin barda yanıma geldi.

Birden doğruldu.”Ne dedi sana?”diye sordu merakla.Gömleğimden sigara paketimi çıkarıp bir tane yaktım. “Kocan olduğunu söyledi ve seni bırakmamı istedi benden .” Bana sarılıp yeniden hıçkırarak ağlamaya başladı. “Beni bırakmayacaksın değil mi?”diye sordu.Gözlerimi boşluğa dikmiş saçlarını okşuyordum. “Bunu benden neden gizledin?”diye sordum. “Çünkü beni bırakmandan korktum.”dedi “Çünkü sana aşık oldum.Çünkü sen tanıdığım diğer bir gecelik ilişkilerden farklıydın’

-Onu da seviyor musun?

– Tabi ki hayır,ben sadece seni seviyorum.

-Peki neden boşanmadın o zaman?

“Çünkü” deyip benden biraz uzaklaştı “Çünkü korktum.” “Neden korktun?Ondan mı?” diye sordum.

-Evet.Onu tanımıyorsun sen.Gerçek bir psikopattır o. Boşanmaya kalkarsam beni ve annemi öldürecekti.

-Niye savcılığa falan gitmedin?

-Savcılık ne yapabilirdi ki. Bize koruma mı verirdi! Onun çok parası var,Tahir. Hapisteyken bile bizi öldürtebilirdi.Burası Türkiye.

Ayağa kalkıp caddeyi gören pencerenin önüne gittim.Sokakta insanlar bizim durumumuzdan habersiz eğlenmek için çarşıya gidiyorlardı.Sarışın yabancı bir kadınla esmer yerli bir delikanlı butiğin önündeki tezgahtaki t-shırtlere bakıyorlardı. Onlar gibi tek derdimizin t-shirt seçmek olmasını ne kadar isterdim. Ne yapacaktım,ne yapmalıydım. “Neden hapse girdiğini biliyor musun?” dedi Melike “Neden?” diye sordum.

-Ağabeyimi öldürdü.

Şaşırarak ona döndüm.“Sen neden bahsediyorsun? Senin bir ağabeyin vardı ve o adam onu öldürdü öyle mi? Bana yine yalan söylemiyorsun değil mi?” dedim. “ Ben sana hiç yalan söylemedim” dedi “Evet,bazı şeyleri senden sakladım ama hiç yalan söylemedim Tahir. Bana inanmalısın. Böyle bir meselede yalan söyler miyim?”

-Kardeşini öldürdü ve sen hala onun karısısın öyle mi?

-Evet.Ne büyük bir çıkmazda olduğumu anlamıyor musun?

-Peki ama neden…nasıl?

-Sana psikopat dedim,anlamıyor musun. Her Allahın günü içki içer olur olmaz sebeplerle beni döverdi.O gün de beni dövmüştü. Annemlerin yanına gitmek istedim ama izin vermedi. Ben de hayatımın en büyük hatasını yaptım ve ağabeyimi aradım.

Sözünü bitirmeden yeniden ağlamaya başladı. Yanına gidip ona sarıldım.

-Ağabeyim Melih,beni götürmek için geldiğinde Adnan zil zurna sarhoştu. Melih beni almaya geldiğini söyleyince ona “Çık dışarı;yoksa seni de döverim” demişti.O geceyi hiç unutmuyorum.Bazen rüyalarıma giriyor bazen de durup dururken aklıma geliyor.Ağabeyimi sürüyüşünü;Kafasını duvara vuruşunu hiç unutamıyorum;sonra bir daha vuruşunu ve bir daha ,bir daha…

“Yeter” dedim “daha fazla anlatma” .Anlattıklarını gözümün önüne getirmeye çalışıyor ve dehşet içinde kalıyordum. Melike çığlıklar atarak onları ayırmaya çalışmış;ama o da yumruğu yemişti.. Bugün gördüğüm adamı elinde birisinin kafasını saçından yakalamış duvara vururken ;üstü başı kan içinde hayal ediyordum.Melike o geceyi anlatırken sanki yeniden yaşıyor gibiydi:“Ve Melih’in cansız bedeni yere serildi. Öylece kalakalmıştım.Adnan ise rahatlamış ;sanki tatmin olmuş gibiydi.Yüzündeki o zevk dolu ifadeyi asla unutamam!”Bütün bunları dehşetle dinlemiştim.Böyle bir cani nasıl olur da dışarı salınırdı. Böyleleri idam edilmeliydi.O anda şimdiye kadar yalnızca gazetelerde karşılaştığım hükümetten de nefret ediyordum. Eğer hükümet af çıkarmasaydı bu psikopatla karşı karşıya kalmayacaktık. “Bizi bulmak için eve gidip annemi tartaklamış” dedi ”Kim bilir annem şimdi ne haldedir?’“Olamaz” dedim.“İstersen ayrılalım.Senin de başını belaya sokmak istemem.”dedi.Bu sözler nasıl bir durumda olduğumu anlamamı sağladı. Şimdi ya kaçıp eski amaçsız hayatıma dönecektim yada bu durumun üstesinden gelecektim. “Hayır” dedim gözlerindeki yaşı silerek “Ayrılmayacağız ve bu sorunu beraber aşacağız;tamam mı?” “Ben sensiz yaşayamam” dedi “Hele o hayvanla asla.” Uzun ve yumuşacık saçlarını merhametle ve şehvetle okşadım: ‘Seni seviyorum.’

Kargakara
1978 Ankara doğumlu, felsefe mezunu, öğretmenlik yapan başarısız bir yazar. Kendi blogumda da meraklısına bir şeyler paylaşıyorum.
http://bariskahraman78.wordpress.com

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.