“(…)
II
kırık bir bakışı yakalamanın umudu
çıkarır çoğu zaman insanı yolundan
oysa yollar, dar ufuk
çıkmaz zaman
III
ah! hayatın buz tutmuş yolları
kaç bakış eskitti gözleriniz
söyleyin, gidenlerin ardından
kaç testi su döktü kollarınız
ah! yolun buz tutmuş hayatları
öldürüyorsunuz bir ayna karşısında zamanı
suretiniz, varlığınızdan bihaber
(…)
bir zaman kıyısına vurduğumun
dibindeyim şimdi; bir hiç elde kalan
2005, 2006, Mart 2007, İzmir”
atlas, Alperen Yeşil, Komşu Yay., İstanbul, 2014, s. 14, 15
“Gece vardiyası
yolda açılan yara
kin güder insana
I
bin ömür soluğunda
çöker karanlık boş yollara
geçilmez hiçbir yol aynı duyguyla
II
yol alır zamanla insan
yara alır gibi hayattan
III
kaç yolu vardır insanın
telvede görünmeyen
dile gelmeyen
kaç ömrü
IV
kimi yaraya yol, ömür yetmez kimisine
yetmediği gibi bazı kalplerin bedenlere
V
yol ikiye ayrılır geceleri
biri kalpten geçer, öteki dilden
geçer kimi ömürden
Ağustos, Eylül 2005; İzmir”
agy s. 18
“Doğru yol
buldum doğru denen yolu
saptıkça yanlış yollara
ah!
yanlış zaman, meğer
geçmezmiş hiçbir yoldan
Şubat 2005; İzmir”
agy s. 19
“(…)
IV
yollarda kazandığım ne varsa
zamanla kaybettim yollarda
V
sonunda yokluğunu yol ettim kalbime
iki kişi çıktığım yollardan hep yalnız
döndüm kendime
3 Mart 2006; İzmir”
agy s. 20
“Çıkmaz yol
kendinden çıkmayan herkesin
çıkmaz bir yolu vardır hayatta
çıkmaz bir yolu vardır hayatın
kendi olmayanların karşısında
2 Şubat 2006; İstanbul”
agy s. 21
“Yol ile baba
hiçbir baba
engel olamaz
yoldan çıkmaya
24 Mart 2008; İzmir”
agy s. 23
“Yolcu
yol nerede biter
yolcu nerede
yolu kadardır
yolcu her yerde
2005; İzmir”
agy s. 24
“Kötü yol
yolun günahı yolcudan çıkar
zamanla
çıkar yolundan kimi yolcular
2 Şubat 2006; İstanbul”
agy s. 25
“Yol ayrımı
I
uzun uzak yollar tepen kalbim
geçti dünyanın tüm yollarından
karışmak için çölün yalnızlığına
II
çölde yürüyen buzda koşarmış
ah! yol yorgunu kalbim
refakatçisi uzun
bir ömrün
III
kaç kağıt yazdım, kaç adım attım hayatta
yolların en uzununu tez yürüdüm de
bakmadım hiçbir vakit ardıma
IV
geç de olsa bildim:
yolu erken biten kendine gecikir
hüner değil, saf gençlik benimki
ah! insan geçtiği yollardan
döneceğini
unutmamalı
hiçbir zaman
V
sonunu bilmedim; yollarda değil
ayrımlarında kaldım ben hayatın
yolun ve ayrıntılarında bir aşkın
VI
buraya kadarmış kalbim
geç yattım, erken kalktım
heyhat! aşkta yol alamadım
2005, Mart 2006; İzmir”
agy s. 27-28
“(…)
inkar, yemin, kan
kendi denizinde boğulur
ölü ya da diri her insan
(…)
ey geride kalanlar!
duyuyorum sizi derinden
yazıyorum kanlı tarihinizi ah
yeniden
yeniden
yeniden
yaram dinmez ben dinmeden
tuz bastım yarama; bilirim
kapanmaz ben ölmeden
5-6 Ekim 2005; İzmir”
agy s. 33, 34
“(…)
ister elini bana bula
ister kalbini günaha
(…)”
agy s. 37
“(…)
meğer yollar yürüdükçe uzar, aradıkça
çıkmazmış sevdaya, aradım, öğrendim
sabrı; kanadım, çektim acıyı. sonunda
en sonunda, erdim, derken oğuz oldum
Nisan 2004; İzmir”
agy s. 38
“(…)
asıl savaş yürekte çıkar ve bitmez hiçbir vakit
dökecek kanım kalmadı toprağına, gözlerim
üşür. malum, ben yine mağlup, ben yine
maktul
(…)
savaşlar çoğu kez yenilgiler içindir
her yenilgide ödetir insan
bin ömür ödeyemeyeceğini kendine
(…)”
agy s. 41, 43
“(…)
imdi elimde senden geriye masruf bir ömür
zaman geçmiş ne çıkar, sen yerli yerindesin
(…)
VII
kıymetli hükümdarım dedi ki:
er adamın yapabileceği ameldir
(…)
VIII
yüzüm astım bunca sene
han duvarlarına, hicret ettim
bir handan diğerine din değiştirir
gibi. kalmadın bende; imdi
oğuz da benim, han da!
(…)”
agy s. 47, 49-50
“(…)
akıyor yol almak için başka gecelerde
şimal yıldızı; akıyor tükenmek için
başka gecelere, başka gecelere
1 Kasım 2005; İzmir”
agy s. 51
“(…)
V
zamanın, aşkın sözün
ne kıymeti kaldı artık; kalır
mı manası ama(kör blog. n.) gözün
(…)
VII
devriliyor bir köpek yılı daha
(…)”
agy s. 53
“(…)
usul yumuyorum ağzımı
son nefesimde
uzun dinliyorum geceyi
ah! yetmiyor
acıya yürek
14 Şubat 2006; İzmir”
agy s. 54
“Deniz
aynı yakmaz her denizin tuzu
aynı yakmaz her denizin tuzu
10 Ekim 2006; İzmir”
agy s. 59
“(…)
çünkü biliyoruz:
sustukça çıkıyor anlamı
söylen(e)meyenlerin
IX
söz
uçar rüzgarda
geçmezse yürekten
(…)
bilinir,
rüzgar yıkmak için eser
(…)
XVI
bazı rüzgarlar tek mevsim eser
bazıları şiir yazdırır şeytan masasında
esip geçer bazısı ardında iz bırakmadan
geçen her şey gibi ığıl ığıl akar ömür
dökülmeden hiçbir denize, hiçbir yatağa
yinde de bekler ağlayan çayırın köşesinde
kısa süren bir ad. (…)
(…)
XVIII
esip geçmiş
tüm rüzgar adlarını
ezber ettim bir gecede
şimdi sorsalar adın ne? diye
eserim köpek gibi
(…)”
agy s. 61, 62, 64
“(…)
IV
paha yerine kefen biçtim kendime
artık inebiliyorum sıcak denizlere
Aralık 2005”
agy s. 69
“çöl, dediler; öldüm”
agy s. 77
“Kervan
meğer kervan gitmiş çoktan
bir ben kalmışım hiç yoktan
(…)
(…)
doldurulmuş hayvan misali hayatım
(…)”
agy s. 79, 80
“Çöl yarası
oram
benim
yaram
1 Mayıs 2004; İzmir”
agy s. 81
“Hakikat
çöl kadar yalnız olan
ölüm kadar sessizdir
hayatta
Ocak-Şubat 2006; İzmir”
agy s. 82
“(…)
V
rüzgarlar eksiltti içimin çölünü
kitabını
sözünü
(…)”
agy s. 84
“Hemm
bazı kelimeleri anlamak zaman alır
ömür alır bazı cümleleri kavramak
ben neredeyim
kervan yıldızı nerede
geçiyor ömür kelimelerle
ömür;
bim deve yükü sırtımda
hem acılarım kül rengi
ak bir hörgüçte bedevi
(…)
yüreğim ağzımda yol aldım zamanda
sarayım talan; kervanım kum altında
kaç hörgüç
eder acım
deve dişi
kalbim
(…)”
agy s. 86
“(…) aslında ben
davuluyla vecde geçen esrik bir şamandım (…)”
agy s. 87
“Sel ile kum
herkes kendi çölünün serabını görür
(…)
II
kaldım, geriye hep ben kaldım tane tane
zamanla kendime biriktim
de bir çöl ettim
(…)”
agy s. 88
“Kalp çölü
yağmur yağdırıp
yeşile dursa da kalp
içimden geçen kervan
kendine yeni çöller arar
her zaman
her zaman
7 Ocak-21 Şubat 2007; İzmir”
agy s. 89