Anasayfa > Edebiyat > Şiir (Page 2)

Yüz ToprakŞiir, Hayrettin Ökçesiz

“(…) Kim ki Yelken açmak ister Bilinmeyen ufuklara Gönül vermelidir Her damlasına Denizin” Yüz ToprakŞiir, Hayrettin Ökçesiz, Ayrıkotu Yay., İstanbul, 2008, s. 29 “(…) Gece bir halden anlar Bilge” agy s. 30 “31 Bütün yalanlar inanmanı ister Yangın ormanı Sel ovayı Cellat kelleyi ister Bütün yalanlar ruhunu ister Bir dirhem etin için Bütün gerçekler bilinmeyi ister Bilesin” agy s. 40 “32 İnandır kendini ona ya da buna Nefis şeyler yemenin hazzını düşün Güzel kadınlar arzula

Devamı

Edebiyat Ortamı Şiir Yıllığı 2013, Haz. Mustafa Aydoğan

“(…) Bence Kapitalizm Platon’un yapamadığını yaptı, yani şiir devletten tam olarak kovdu. Ama bunu tarihin ilk komünisti Platon’un yüksek idealleri uğruna yapmadı. Tam tersine, artık onda, kendi süfli emellerini taşıyacak araçsal değer görmediği için, şiir bundan büsbütün sıyrıldığı için yaptı, onu devletten kovdu ve yerine romanı geçirdi. (…)” Can H. Türker,

Devamı

Sözleşme, Onur Bayrak

Sözleşme – Y. Fetih’e, bilinmeyenlere – aslında her sabah kalktığım bir yanlış anlaşılma kendimi anlatamayacak olmanın çıkardığı seslerle kan ve keder dolu gövdemi vaktin içinde koşturmaca aslında ne bakış bulursam bulayım dikkate değmiyor yüzüm kimseye iyilik vaat etmeyen bir haber gibi gelip aslında vasat hikayeler bırakan bir kırandır dönüşüm aslında cümle alem el verse kurtuluşum yok hayattan bunak çocuklar,

Devamı

Kış Bitti, Suat Çetiner

“(…) Annem yalnızca Alaattin’i alarak evimizi terkettiğinde ben ikibuçuk, kardeşim bir yaşındaydı. Kardeşim evlatlık verildi. Bense ailenin güzel bebeği olduğum için kaderimin salamurasına yatırıldım. Babamı Eskişehir Adliyesinin bekleme salonunda tanıdım. Aynı gün üveyannemi ve üvey kardeşimi tanıdım. Altı yaşında iki annem, iki babam vardı. Hiç itiraz hakkım doğmadı. İstediğim kadar ağlayabileceğimi söylediklerinde yaşamım

Devamı

Şiir evsiz bir adamdır kim takılır da gider peşinden

Şiir evsiz bir adamdır kim takılır da gider peşinden Bir şiirin peşine takılıp gitti adam kimse görmedi oturmuş kahve içerken bir şiire daldı ne şiiri anladı ne neden daldı onu anladı deniz bir bardak tuzlu su ‘masa da masa oldu’ bir şiire daldı adam kimsenin duymadığı bir sesi duyar gibi ama ne diyordu anlamadı Durakta bekledi ama dolmuşa binmedi adam sayıklayarak geçen

Devamı

Kolheti’de Bir Münzevi

Kolheti’de Bir Münzevi Hiç çekilmemiş bir filmin anti kahramanına ithaf edilmiştir Çünkü öykünecek bir idolü kalmamıştı o münzevinin Belki bu yüzden münzeviydi münzevi belki bu yüzden Ne zaman, ne zamandı? İnsanlık tarihinin hangi karanlık haftalarıydı? Ortada taş kaleler de kaldırmaya on adam ister masalar da yoktu ama ortaçağdan daha ağır bir hava vardı. Çokça inanan ve psikiyatri polikniklerinin

Devamı

Cebimdeki Çakıl Taşları, Turgut Çakar

“ACEMİ YANMALAR Mısra vurgunu bu Benzemez başka şeye. İki büklüm eder de Çökertir adamı, İki dizin üstüne. Kimselere diyemez Susar kalırsın öylece. Ve susar gece, Sana eşlik edercesine. Yanar Yanar Yanarsın Her seferinde Acemice…” Cebimdeki Çakıl Taşları, Turgut Çakar, s. 4 “Öfke kasırgalarım uğulduyor bak yine Yalnızlığın soruklarında delice. (…)” agy s. 5 “(…) Tek tabanca ve taammüden Derince düşünmedeyim. (…)” agy s. 8 “Adsız acılar bırakır insanda Ölümü söyleştiğin birinin Çekip gitmesi bir anda. (…)” agy s. 43

Devamı

Yağmur Yağmasaydı, Nevzat Çelik

“(…) Mart 1980’de, DGSA’ya bağlı UESYA Grafik Bölümü 1. sınıfında okurken tutuklandı. Bir toplu davada idam talebiyle yargılandı. (…) 1987 Aralık ayında tahliye edildi.(…)” Yağmur Yağmasaydı, Nevzat Çelik, İmge Yay., Ankara, 2011, s. 1 “(…) beni benden başka kimse duymadı (…) daha dün değil miydi dediğinde çocuk ellerimin taşladığı karga güle güle kalkıyor bir ağaçtan bir ağaca o da

Devamı

Üzünç Evi, M. Özer Ciravoğlu

“YAZI Yıllardır hiçliği yazdım Boş odamda Yalnız yaşanmıyor Açlığın gölgesi düşüyor yatağıma (…)” Üzünç Evi, M. Özer Ciravoğlu, Komşu Yay., İstanbul, 2011, s. 64 “(…) Başarılı bir mimar, ressam ve şairdi. İstanbul’da o mel’un ‘Kanlı Pazar’ olaylarında, başına indirilen demirden sonra, psikiyatri kliniklerinde geçen azap yılları başlamıştı. Yüreği, sevdalandığı bir hemşirenin odasındaki bir esintiyle titreyen tül perdeler gibi

Devamı