13 Ağustos 1926 yılı, o ünlü yalnız ve karanlık gecelerden birisiydi. kaç gündü yağmur kesmemişti ve havalar dahada kötüye gidiyordu. rüzgar hızı senelerdir gözükmeyen bir hıza ulaşmıştı. zengin bir ailenin kadının rahemindeki çocuk bir an önce dünyaya gelmek için sabırsızlanıyordu.. o zavallı çocuk kendisini ne beklediğini bilmesede o gece yeni bir dünyaya adımını atmak kararını vermışti. herkes heyecanla onun gelmesini bekliyordu, Ancak o günlerde Küba adası yılların en büyük fırtınasına da aynı zamanda şahit olacaktı. kim bilir belki de ilk fırtınayla küba sakinlerine hazırlıklı olmalarını söyleyip ikinci ve daha büyük bir fırtınanın gelişini haber vermek istiyordu.
Aynı sene’nin ocak ayında türkiye’de Mustafa Kemal Atatürk isviçre medeni kanunun üzerin’den değişiklikler ile türkiye madeni kanununu yani din ve devleti ayırma kanunu’nu da elden geçirmişti. (swiss civil code)
O Çocuğun ismini tahmin etmişiniz, Fidel. Daha doğrusu Fidel Alejandro Castro Ruz. Gençliğin’de Havana’da Jesuit-run El Colegio de Belén’de okuyup dünyayı değiştirmeye hazırlanıyordu. 1945 yılında Havana üniversitesinde hukuk bölümüne başlayıp, aktivist’lere katıldı. 46 yılında Ramon Grao yani küban’ın o zamanki cumhurbaşkanının mali fisat ve devletinin yolsuzluklarına karşı koyup konuşmasıyla gazetelerin ön sayfasına çıktı. 47 de küba halk partisine katılıp Chibás ile birlikte sosyal adalet ve insanların özgürlüğünü savundu.
Gün geçtikçe fıtrına günleri yaklaşıyordu, Sonunda 1953 temmuz ayında Batista’nın amerikan kölesi olan diktatör devletine karşı ayaklanıp “Sierra Maestra” dağların’da savunma kamplarını kurdular, Herkesin bildiği ünlü Hasta Siempre şarkısı’da bundan geliyor.
1955 yılında bombalar ve saldırılar’dan dolayı kardeşi Raul ile birlikte kübayı terk etti. Aynı zaman’da PRESS e mektüb gönderip çıkış nedenini “Barış ve özgürlük kapıları benim için kapalı olduğu için kübayı terk etmek zorundayım, Martí takipçisi olarak artık haklarımız için yalvarmayıp onları elde etmemizin zamanı gelmiş” Böylelikle Fidel ve bir kaç yoldaşı mexico’ya kaçıyorlar.
Fidelin Kardeşi Raul bu sırada arjantinli bir marksis/leninist doktor Ernesto “Che” Guevara ile tanışıyor. Fidel, Che’yi sevip sonralar “o benden daha çok devrimciydi” diye açıklamıştır.
59 yılında Batista’nın devletinin katliamı peşinden Castro ve yoldaşları devleti yenip geçici bir devlet kurmayı başarıyorlar. çoğu casino ve bar’lar kapanıp iktisat çöküyor. Fidel o sene venezuela’ya ardından amerika, kanada,brazilyaya iktisadi kontratlar bağlamaya gidip hepsi tarafından geri çevirilmiştir. Mayıs ayında tüm yabancıların Küba’da yer sahibi olmalarını önleme adına bir kanun geçip malları halk arasında dağıtıyor. böylelikle farkirlerin gözünde büyüyüp zenginler tarafından nefret edilmiştir.
Aynı sene’de millet vekiller ve hakemlerin maaşını düşürüp, 100$ dan az maaş alanların ev kiralarını yarı’ya indirmiştir. Tüm Okulları bedava yapıp, kaliteli sağlık hizmetleri yapmakla işçi sınıfı, öğrenciler ve ekinciler tarafından sevilip desteklenmiştir.
60’lı yıllarında soğuk savaş ile birlikte soviyet küba’nın en büyük destekçisi olup dağılana kadar ona yardımları devam etmiştir. Amerika’nın başkanı Kenedy zamanında amerikan casuslarının kübaya giden soviyet füzelerinin keşfi ile dünya tam bir üçüncü dünya savaşının ucundan geri dönmüştür. Gizli anlaşmalarla soviyet kendi füzelerini kübadan geri çekmekle beraber amerika’da kendi füzelerini Türkiyeden geri çekmiştir.
26 numarası kübalılar için çok önemli ve nerdeyse kutsaldır. 1926 da Castro doğdu. Doğum günü 13 yani 2 ye katlarsan 26 olur. Aynı senede o ada en büyük fırtınayı yaşamış. 26 ağustos günü hereketi devrimlerinin en ünlü günlerinden birisi. Fidel’in kurduğu M-26-7 de 1955–1965 aralarında aktiv olarak vardı.
Mohsen Namjoo CHE şarkı ve çevirisini buradan bulabilirsiniz