Kişisel gelişim kitaplarından da kişisel gelişim kitaplarıyla ‘aydınlanan’lardan da hiç mi hiç hoşlanmıyorum. Kişisel Gelişim kitapları… Mutlu olmanın 12 yolu, Başarılı olmanın sırları, Nasıl kendim olabilirim? İnsanları etkilemenin yolları vs vs vs… Evet oradan buradan aparma -çoğunlukla Hint ya da Uzakdoğu mistisizminden- bir takım söylemleri hatta bazen quantum fiziğini güya temel alarak size nasıl mutlu olacağınıza dair yollar gösterirler. Okurken aslında mutlu olmanın ne kadar da basit bir şey olduğunu farkedersiniz. İşte şöyle yaparsanız böyle olursanız siz de mutlu olabileceksinizdir. Bunları okurken derin bir suçluluğa düşer insan: Neden bu kitabı daha önce okumamıştır, demek mutsuz olmayı kendi seçmiştir. Ama ne var ki bu sihirli cümlelerin söylemediği bir şey vardır: Mutluluk nedir? Buna cevap vermeden hemen mutlu olmanın yollarını anlatmaya başlamışlardır size. Mutluluk süreğen bir şey midir? Mutsuzluk ve acı da insana dair insanı bütünleyen bir parça değil midir? Hayır, hayır, bunlara bir cevap vermeye bile gerek yoktur bu kitaplara göre. Mutluluk herkesin zaten bildiği gibi kısaca aşk, para ve sağlık demektir. İşte o kadar! Mutsuzluk, acı, keder, hüzün, umutsuzluk? Bunlar hep hastalıklı kişilerin uydurmasıdır… Yoktur öyle şeyler. Kişisel gelişim kitabını okuyup herkese göre olan basit reçeteleri uygularsanız kurtulursunuz bu meretlerden! Peki insanın varoluş amacı mutluluk mudur? Bu soruya da cevap verme gereği duymaz bu kitaplar. Ya da mutluluk hemen kendini gerçekleştirmeye evrilip bu gıcık sorudan derhal kurtulunur. Ama varoluşun içinde mutsuzluk yok mudur? Neyse efendim geçiniz bu gıcık soruları sadece okuyup uygulayınız… Memnun kalmazsanız başka bir kişisel salaklık kitabını denersiniz nasıl olsa.
Zaman zaman başarılı olmaktan da bahseder bu kitaplar. Ne de olsa başarılı olmak mutlu olmanın gerekli koşuludur. Sonra para kazanmanın yolları gelir ardından, iş yerinde nasıl olmalısınız da ekip ruhunu yakalamalısınızdır, ne yapmalısınızdır da lider olmalısınızdır. Peki başarı nedir? Tabi ki genelin hiç düşünmeden kabul ettiği basit tanımları vardır hayatta başarılı olmanın: Patronun gözüne girmek, çok para kazanmak, mutlu evlilik felan filan. Böylece size sadece başarılı veya mutlu olmanın yolunu göstermekle kalmaz bu kitaplar sizin mutluluk ve başarıya dair kişisel bütün görüşlerinizin üstünden kamyonla geçerler.
En kötü yanı bu kitaplar kurulu düzeni olduğu gibi kabul eder ve ettirmeye çalışırlar. Asgari ücretle çalışan ve üç çocuğa bakmaya çalışan bir adama söyleyecek tek sözleri yoktur zaten. Onlara yazılmamıştır bu kitaplar. Bu kitaplar halihazırda belli bir yaşam düzeyine sahip burjuva şahısların can sıkıntısına derman olmak için vardır. Sistemin bozukluğuymuş, adaletsizliğiymiş pek fazla ırgalamaz kişisel avunuş kitaplarını. Asıl önemli olan hangi kravat renginin sizi daha ‘presetable’ göstereceğidir. Çünkü zaten herkes ofiste çalışan beyaz yakalı fikir üreticileridir ya onların dimağını açmak için kutsal anahtarlardır bu ‘gelişim’ kitapları. İnsanların tek tip mutluluk, başarı ve kişilik anlayışı olması gerekliliğini baştan kabul etmeniz gerekir bu paçavraları okuyup faydalanmak için. Ama söylem kendini Zen’e, Quantum’a, bir takım kerameti kendinden menkul metafizik ‘hakikatlere’ dayamaktadır ya inkar edilemez bir doğrulukları vardır kendilerinin.
Ve nihayet pişmiş kelle gibi sırıtan bir kişisel gelişim uzmanı, meraklısı ya da ‘bilgesi’ yüzünüze bakar ve der ki: ‘Ama niçin üzgünsünüz, halbuki mutluluk sizin içinizde’ Eğer tahammülünüz kuvvetliyse ‘he he’ deyip geçmelisinizdir. Yoksa ‘saçma sapan’ karanlık fikirleriniz yüzünden sizin için de üzülebilir kendini Elf sanan bu arkadaş…
Şimdi birileri diyebilir ki ‘eleştirmek kolay sen ne diyorsun?’ Demem o ki kişilik okumadan ziyade yaşantı ve deneyimlerle gelişir ve kişiliğin gelişmesi demek sürekli kimyasal takılır gibi mutlu olmak demek de değildir. Tarihte yer edinmiş kendini gerçekleştirmiş insanların geneline baktığınızda mutluluk hikayelerinden çok bir uyumsuzluk ve başkaldırı hikayelerine denk gelirsiniz. Çünkü insanın kendisi olmasının tek bir ödülü vardır: insanın kendisi olması. Bu arada okumak bir deneyim ve yaşantı değil midir? Tabi ki de öyledir. Ama quantum fiziğini öğrenmek istiyorsanız quantum fiziğiyle ilgili kitaplar okuyun, Hint vs mistik görüşlerini öğrenmek istiyorsanız bizzat bu görüşleri okuyun, tasavvufu merak ediyorsanız tasavvufçuları ya da onları ele alan kitapları okuyun vd. Bu okumalarınız sizde bir şeyler uyandıracaksa zaten uyandırır. Bu fikirleri güya temele alıp kişisel gelişim adı altında hap yapan ‘psikolog’, ‘uzman’ ya da ‘bilge’lerden uzak durun derim. Çünkü kişiliğinizi geliştirmek ve kendiniz olmak için ‘kendiniz olun’ yazısını okumanın size bir faydası olacağını düşünüyorsanız kusura bakmayın ama fazla safsınız demektir… Bu arada benim mutluluktan hoşlanmadığımı da düşünmeyin; ben sadece mutluluğun herkese göre tek bir reçetesi olduğuna inanmıyorum ve mutlu olmak için kafanızı çöpe atın diyenler uyup kafasız yaşayacak da değilim hepsi bu. Ve evet bu durumda ben ‘huysuz şirin’im, bir tek şirinenin olduğu bir yerde huysuz şirin olmamak için bana kalırsa ya ahmak ya çok geniş ya da fazla bencil olmak gerek…
Barış K.
Ben de sizinle aynı fikirdeyim, ve bütün o kitaplara kızıyorum. Ayrıca, dünyalar kadar para verip bir de seminerlerine katılanlar var. Ama bir gerçek de var ki inkar edemeyiz, birileri de var bütün bunları talep eden, ya da en azından karşılığını bulan birileri var. Alan memnun, satan memnun!
Ve öte yandan, keşke kişisel gelişim kitaplarıyla insanları geliştiriyor olabilseydik. Sanki yutulması gereken bir ilaç gibi, etki edebilseydi… Söz konusu insan gelişimi olunca bu o kadar kolay değil.
Teşekkür ederiz, önemli bir noktaydı. Sevgiler, nia