Henri Paul Gauguin, boş zamanlarında resim yapan bir borsacı, sonradan dünyaca ünlü olan bir Post-Empresyonist Fransız bir ressam. Son günlerde adından bu kadar bahsetmemizin sebebi ise; Tahitili iki kızı resmettiği tablosunun 300 milyon dolara satılarak ‘en pahalı sanat eseri’ rekorunu kırması.
Gaugin’in, iş hayatında yaşadığı başarısızlıklar onu tüm zamanını resim yapmaya yöneltir. Gauguin, Camille Pissarro ile arkadaşlık kurması sanatında ilerleme sağlar. 1881-1882 yılları arasında düzenlenen Empresyonist sergilerde eserleri sergilenir. Bir süre yazları Pissarro ve Paul Cezanne ile resim yapar.
Bir dönem Vincet Van Gogh Gauguin’i Arles’e çağırır. Burada 9 haftayı resim yaparak birlikte geçirirler. Ancak Van Gogh sonrasında yalnız kalmanın etkisiyle depresyona girer ve intihara kalkışır.
Van Gogh öldükten sonra tablolarının bir kısmı Gauguin’e kalır. Sefalet çektiği en parasız günlerinde bile yüksek ücretler önerilmesine rağmen Van Gogh tablolarından hiçbirini satmaz.
Bir süre sonra Empresyonizm Gauguin’e istediklerini veremez olur ve bundan dolayı Afrika ve Asya sanatı kendisine daha mistik ve çekici gelmeye başlar, özellikle de Japon kültürü.
Gaugin, 1891 yılında cennetsi cennet dediği Tahiti’ye ilk seyahatini yapar. Burada saf ve ilkel sanatı bulacağını ve yaratabileceğini umar. Ancak oraya vardığında hayalinde yarattığı Tahiti’yi bulamaz. Çünkü Tahiti 18. yüzyılda kolonize olur ve adanın yerli halkının en az üçte ikisi Avrupa’nın getirdiği hastalıklar yüzünden ölür.
Kısa bir süre Panama Kanalı ve Tahiti’de yaşar ve Tahiti’de yaşarken ‘Fatata te Miti (By the Sea)’, ‘la Orana Maria’ (Ave Maria) adlı tablolarını yapar.
Gaugin 1891 yılında Nafea Faa Ipoipo? (Benimle Ne Zaman Evleneceksin?) adlı tablosunu yapar. Eğer tabloyu yorumlamak gerekirse birkaç cümleyle şöyle özetleyebiliriz:
Resim ön ve orta zemin, yeşil, sarı ve mavi alanlarında inşa edilmiş. Geleneksel kıyafetler giymiş bir kadın ön ve orta eşiğe yerleştirilmiş. Onu arka planda yüksek boyunlu pembe bir elbise giymiş karakteristik bir kadın tamamlamış. Ön plandaki kadın uzanıyor, yüz özellikleri stilize ve basitleştirilmiş. Arka plandaki kadın figürü sarı-lacivertli alanı ile aynı hizada. Yüzü bireysel özellikleri ile boyanmış ve görüntünün merkezini temsil ediyor. Elbisesi pembe renk, diğer renklerden açıkça farklı.
Aslında “Ne zaman evleneceksin?” tablosundaki renkler değil, oradaki kızın kulağına takılı olan beyaz çiçek esas konunun kaynağı. Tahiti’de evlenecek olan kızların kendini göstermesi için böyle bir gelenek var ve Gauguin bunu resmetmişti.
Ve o gün, Gauguin bu tabloyu bitirdiğinde bırakın bugün 300 milyon dolara satılacağını, ünlü bir ressam olacağını hayal bile edemezdi. O da tıpkı sıradan ressamlar gibi öldükten sonra eserleri kıymetli olmuş bir Fransız ressam.
Gauguin mali açıdan kötü durumda olduğu için taze balık ve meyve için tropik bir adada yaşamak amacıyla Tahiti’ye gitti. Üstelik bir ressam olarak çok da tanınmadı.
Gauguin, 1897’de Punaauia’ya taşınır, burada da en önemli eseri olan ‘Where Do We Come From’ adlı tablosunu yapar. Hayatının geri kalanını Markiz Adaları’nda geçirir.
1903 yılında kilise ve hükümetle ile yaşadığı bir problem sebebiyle 3 ay hapse mahkum olur ancak hapse giremeden hastalanarak 54 yaşında ölür. Paul Gauguin’in çalışmalarına olan rağbet ölümünün hemen ardından sonra olur.
Çalışmalarının birçoğu Rus koleksiyoncu Sergei Shchukin tarafından toplanır. Koleksiyonun bir kısmı Pushkin Müzesi’nde sergilenmektedir.
Gauguin’in eserleri nadiren satılığa çıkarılmakta ve fiyatları 39,2 milyon dolara kadar ulaşmaktadır. Gauguin diğer birçok ressamı özellikle de Arthur Frank Mathews’u etkilemiştir.
Gauguin’in iki Tahitili kızı resmettiği tablo şu anda dünyanın en pahalı sanat eseri olma özelliğini taşıyorsa da en kıymetlisi olduğu anlamına gelmiyor. Dünyadaki sanat simsarlarının bugünün dünyanın en ünlü ressamlarının sadece günlük ihtiyaçlarını karşılayarak onlara eserler yaptırdıkları biliniyor. Yani bu işten hiçbir zaman sanatçılar karlı çıkmadı.
Sanatçıyı en az maliyetle ve en çok işçilikle çalıştıran sanat simsarları bu işin en çok kazananını oldu.
BBC’nin haberine göre; Gauguin’in eseri, İsviçreli koleksiyoner Rudolf Staechelin’ın sahibi olduğu 1892 tarihli tablo, özel satışta adının açıklanmasını istenmeyen bir kolleksiyoncu tarafından 300 milyon dolara alındı.
Paul Cézanne imzalı The Card Players-İskambil Oynayanlar eseri de 259 milyon dolara alıcı bulmuştu.
Yazar: Nazlı Şenol