Kapağını açtığınız anda düşünce dünyasına adım atacağınız bir kitap: Nietzsche Ağladığında… Kitap “Böyle Buyurdu Zerdüşt” kitabından anlamlı bir alıntıyla başlıyor;
“Niceleri kendi zincirlerini çözemezler de, Dostlarının azatçısıdırlar.
Kendi alevinle yakmaya hazır olmalısın kendini:
Önce kül olmadan nasıl yeni olabilirsin ki?”
Bu sözleri ilk okuduğumda anlamı hoş, aynı zamanda da kulağa hoş geldiği için oraya yazıldıklarını düşündüm. Ama her başarılı kitapta olduğu gibi, bu kitapta da tek bir sözcük yok ki sadece hoş olduğu için oraya koyulsun…
Şu üç satır, aslında tüm kitabın özeti. Ancak, Nietzsche’nin üç satırda yazdığını yazar Irvin D. Yalom müthiş bir zekayla, tadına doyum olmaz bir roman haline getirmiş. Bu kitap elinize aldığınızda bırakamayacağınız, okurken bir sonraki sayfada neler yazıyor acaba diye kendinize bile belli etmeden göz kaydıracağınız bir hikaye içeriyor. Böyle Buyurdu Zerdüşt kitabından yapılan alıntıdan sonra, öyle farklı bir noktadan başlıyor ki, bu nedenle üç satırın anlamını ancak kitabı okuyup bitirdikten sonra anlayabiliyorsunuz…
Hikayenin başlangıcında Viyanalı bir yahudi doktor olan Josef Breuer, bir sabah, Lou Salome isimli bi kadından kısa ve ilginç bir not alır. Lou Salome, tüm erkeklerin ilgisini çekebilecek, genç ve güzel bir kadındır. Dr. Breuer’e bir dostundan bahseder. Bu dost kitaplar yazan, içine kapanık, artık ölüm noktasına gelmiş bir profesördür. O dönemlerde kimse onu tanımaz, fakat kitaplarını okuyan azınlık grup ileride isminin tüm dünya tarafından anılacağından emindir. Güzel Lou Salome’nin dostunun adı Friedrich Nietzsche’dir. Dr. Breuer’in alışılmadık güzelliği olan bu kadın diye tasvir ettiği Lou Salome, kendisinden dostu için yardım ister, fakat bir şartı vardır: bu yardımı Nietzsche’nin farkında olmayacağı bir yaklaşımla yapacak ve asla kendisinin Dr. Breuer’den böyle bir yardım istediğini bilmeyecek…
Dr. Breuer, dürüstlüğü ile tanınan, hayatındaki tek yanlışı karısı Mathilde’ye karşı duyması gereken cinsel dürtüyü ne yazık ki Bertha isimli hastasına karşı duyması olan bu doktor, gizemli kadının ilginç teklifi karşısında rahatsızlık duyar. Fakat sonunda teklifi kabul eder, çünkü bu güzel kadını yeniden görebilmeyi umut etmektedir ve Friedrich Nietzsche’ye ulaşır…
Kitap, asıl güzellikleri bu noktadan sonra açığa vurur. Başından sonuna kadar, hatta sonunda okuyucuya şok etkisi yaratacak bir anla muhteşem olan bu kitap, bütünüyle okuru düşünmeye sevk ediyor. Irvin Yalom, asıl mesleği psikiyatri olmasına rağmen, sahip olduğu bu edebi yayınıyla birlikte bizlere bir melez roman sunuyor. Psikolojik ve edebi olan bu roman, kendimize yönelmemizi, ilişkilerimizi, bencilliğimizi ve çoğu zaman içimizde bulunan çekip gitme arzumuzu sebep ve sonuçlarıyla bizlere sunuyor.
İnanıyorum ki, bu romanı okuyup hayatı değişen insanlar vardır. Etkisinden uzun süre çıkamadığım ve son günlerde kitapevlerinin raflarında ön sıralarda gördüğüm bu romanı okumanızı tüm samimiyetimle diliyorum.
Keyifli okumalar…