“(…)
Yet each man kils the thing he loves,
By each let this be heard,
Some do it with a bitter look,
Some with a flattering word,
The coward does it with a kiss,
The brave man with a sword!
(…)
(…)
For each man kills the things he loves
Yet each man does not die.
(…)
***
(…)
Oysa herkes öldürür sevdiğini,
Bunu böyle bilin,
Kimi hazin bir bakışla öldürür,
Kimi latif bir sözle,
Korkaklar öperek öldürür,
Yürekliler kılıç darbeleriyle!
(…)
(…)
Çünkü herkes öldürür sevdiğini,
Ama herkes öldürdü diye ölmez.
(…)”
Reading Zindanı Baladı, Oscar Wilde, Çev: Piyale Perver, Dedalus Yay., İstanbul, 2014, s. 5
“(…)
He does not stare upon the air
Through a little roof of glass;
He does not pray with lips of clay
For his agony to pass,
Nor feel upon his shuddering cheek
The kiss of Caiaphas
***
(…)
Dalmaz gözleri gökyüzüne
Tavandaki küçük, cam pencereden:
Dua etmez çamurlaşmış dudakları
Son bulsun diye bitmeyen ıstırabı,
Hissetmez ürperen yanağında
Kayafa’nın busesini o anda.”
Agy s. 9
“(…)
Alas! İt is a fearful thing
To feel another’s guilt!
(…)
(…)
All through the night we knelt and prayed,
Mad mornes of a corpse!
The troubled plumes of midnight were
The plumes upon a hearse:
And bitter wine upon a sponge
Was the savour of remorse.
*
(…)
***
(…)
Eyvah! Ne korkunçtur halbuki
Başkasının suçunu yüreğinde hissetmesi!
(…)
(…)
Gecenin karanlığında diz çöküp dua ettik,
Bir cesedin yasını tutan biz deliler!
Gece yarısı görünen titrek kuştüyleri
Cenaze alayındaki çiçekler gibiydi:
Süngerdeki ekşi şarap ise
Sanki pişmanlığın lezzetiydi.
*
(…)”
Agy s. 26, 27
“(…)
For Man’s grim Justice goes its way,
And will not swervw aside:
It slays the weak, it slays the strong,
It has a deadly stride:
With iron heel it slays the strong,
The monstrous parricide!
(…)
***
(…)
Dümdüz işler insanın zalim Adaleti,
Yolundan sapmaz bir an bile:
Zayıfı da keser, güçlüyü de,
Ölüm saçar yürüdükçe:
Ezer geçer tüm güçlüleri,
Soyunu satan o katilin demir ökçeleri!
(…)”
Agy s. 34
“(…)
And all the woe that moved him so
That he gave that bitter cry,
And the wild regrets, and the bloody sweats,
None knew so well as I:
For he who lives more lives than one
More deaths than one must die.
***
(…)
Onu böylesine sarsan her şeyi,
Böyle feryat ettiren bütün elemi,
Sonsuz pişmanlıkları, döktüğü onca teri,
Kimse bilemez benim bildiğim gibi: çünkü,
Birden fazla hayat yaşayanı
Birden fazla ölüm bekler.”
Agy s. 37
“PART V
I know not whether Laws ve right,
Or whether Laws be wrong;
All that we know who lie in gaol
Is that the wall is strong;
And that each days are long.
But this I know, that every Law
That men have made from Man,
Since first Man took his brother’s life,
And the sad world began,
But straws the wheat and saves the chaff
With a most evil fan.
This too I know – and wise it were
If each could know the same –
That every prison that men build
Is built with bricks of shame
And bound with bars lest Christ should see
How men their brothers maim.
(…)
***
BEŞİNCİ BÖLÜM
Haklı mıdır, haksız mıdır,
Bilemem tüm bu Kanunlar;
Ama zindanda bizler biliriz,
Kaya gibidir bu duvarlar;
Bir gün burada bir sene kadar uzundur,
Öyle bir sene ki, günleri uzadıkça uzar.
İlk İnsan katlettiği gün kardeşini
Keder dolu dünya dönmeye başladı,
Ve bilirim ki, o günden beri
İnsanın insana koyduğu tüm Kanunlar,
Tıpkı bir meşum rüzgar gibi,
Taneyi savurup, samanı tutar.
Ve şunu da bilirim,
Ve herkes bilsin isterim,
İnsan eliyle yapılan her hapishane
Utanç tuğlalarıyla örülmüştür,
İnsanın insan yaptığını İsa görmesin diye
Demir parmaklıklarla sarılmıştır.
(…)”
Agy s. 51-53
“(…)
And all, but Lust, is turned to dust
In Humanity’s machine.
(…)
***
(…)
Şehvet’ten başka her şey, en sonunda
Toza döner İnsanlık’ın çarkında.
(…)”
Agy s. 55
“(…)
Wilde bu dönemdeki mektuplarında şiirinden sık sık bahsetmektedir ve ilk bahis 19 Temmuz’da Smithers’a yazdığı mektupta olmuştur:
Hala şiirim üzerinde çalışıyorum! Şiir zor bir sanat, ama şimdiye kadar yaptıklarımın çoğunu beğendim.
4 Ağustos’ta da şöyle yazmıştır:
Bir gün yayımlamaya değecek kadar seveceğiniz bir iş çıkacağını ümit ediyorum.
(…)”
Agy s. 72