gece dili, Bedirhan Toprak
“(…) O, o adam artık (tarihler değişebilir), elinde tuttuğu kalemden tutun da (eli kalem tutmayabilir de), gün güneşiyle sabah akşam yıkanan (kirlenen?) sokakları yürüyebilmeyi, insanlarla adam gibi konuşabilmeyi, eviyle işi arasında asılı duran ve adına şey denen atmosferi, yeni doğmuş çocuğu babası olarak sevebilmeyi, bu otobüse niye bindiğini, akşamları (geceler bir
Devamı