Travmalarla dolu bir ömrü yaşamaktan yorulan, insanların arasında kalmaya devam ettiği müddetçe insanlıktan uzaklaştığını anlayan, kendisine hayat diye sunulan takvimin aslında bir avuç adam otu zehri olduğunun geç de olsa farkına varan, hangi sokağa girse çıkmaz çıkan , çareyi; bir uçurumdan, bir gökdelen tepesinden yada yüksekçe bir yerden kendini aşağıya bırakıp bu kaosa , keşmekeşe bir son vermekte gören kişinin çığlık çığlığa suskunluğudur bu. Yukarıdan aşağıya bırakırsın kendini sıyrılıp tüm yaşantılardan kendine vadettiğin huzura kavuşmak için. Bir anlık acı, ardı sonsuzluk… veya kurtulup yeniden tutuvermek hayatın ellerini… ama o son hiç gelmez. havada asılı kalmaktır boşlukta olmak…ne başlangıç noktana dönersin ne sona ulaşırsın… ve bu his her ikisinden de daha fazla yakar canını…Küfür etmek çok daha kolay.