Özgürlük ülkesinde bile hala dinden çıkmak kolay değil.
Ailesiyle Kenya’ya gittiği tatilde uçaktan indiği an Mahad Olad bir şeylerin ters gittiğini anladı. “Oldukça dindar, oldukça muhafazakâr, oldukça Vahhabi” bir kadın olan annesi garip davranıyor, Mahad’ın duyamayacağını düşündüğünde kaçamak aramalar yapıyordu. Kuşkuları bir süre sonra doğru çıktı. Olad’ın Somali göçmeni dindar ailesi onun sadece dinden çıktığını değil gey olduğunu da fark etmişlerdi. Tatil ise ruhunu kurtarmak için kurnaz bir müdahaleydi.
Olad’a üniversiteyi bırakacağı ve sonraki gün onu dine döndürecek Müslüman din adamlarının bakımına verileceği söylendi. Olad anlatıyor: “O kamplardaki vahşetten haberdardım. Kaçışı olmayan ıssız yerlerdeki bu kamplarda insanları dövüyor, aç bırakıyor ve tartaklıyorlar.” Amerikan büyükelçiliği ile irtibata geçmeye çalıştı; ama yakın zamanda gerçekleşen terör saldırıları nedeniyle yardım alamadı. Şansına Kenyalı bir ateist gruba ulaşmayı başardı. Gecenin karanlığında annesinin odasına sızıp pasaportunu çaldı ve taksiyle kendisini sağ salim Amerika’ya döndürecek elçiliğe kaçtı. O günden sonra da ailesiyle konuşmadı.
Böylesine üzücü hikayeleri olanların sayısı az olsa da Olad’ın hikayesinde yüzbinlerce Amerikan Müslümana kendi yaşanmışlıklarından tanıdık gelen öğeler var. Son on yılda Amerikan Müslümanların sayısı da Müslümanlıktan çıkanların sayısı da 50% arttı. Pew Araştırma Merkezi’ne göre Müslüman olarak yetiştirilen Amerikanların 23%ü kendini Müslüman olarak tanımlamıyor. Çoğu ailesinin inancını reddeden genç ikinci nesil göçmenler. Bazılarına ise inanç bunalımı daha geç yaşlarda, dindar Müslümanlarla evlenip çocuklarını Kuran kursları için camiye götürdükleri zamanlarda geliyor.
Genç ya da yaşlı büyük çoğunluk inançsızlığı konusunda suskun. Bir Müslüman üniversite öğrencisi, akşam eve sarhoş gelince babasıyla yüzleşti. Fazla düşünmeden konuşunca sonunda babasına ateist olduğunu itiraf etti. Babası da uzun yıllar önce inancını kaybettiğini söyledi ama yine de bu sırrı yeterince iyi saklayamadığı için oğlunu azarladı.
Çoğu Müslüman birbirlerine sıkı sıkı bağlı cemaatler içinde yaşadığı için açık bir şekilde İslam’dan çıkmak zor. Çoğu mürtet (dinden çıkan kişi) hala bağımlı oldukları aileleriyle ya da arkadaşlarıyla olan ilişkilerini riske atmamak için dinden çıktıklarını gizli tutuyorlar. İnancını kaybeden Mormonlar, Hasidik Yahudiler, Evanjelik Hristiyanlar da kendilerini benzer bir durumda buluyorlar. Minneapolis’teki Somalili mahallelerinde ya da Dallas’taki Pakistanlı mahallelerinde İslam’ı reddetmek demek yaşanan sosyal çevreyi tamamen reddetmek demek. Dinsizliğini hala oldukça derinlerde saklayan biri “En sinir bozucu tarafı da tüm yaşamımı onaylamadığım kurallara uymak zorunda yaşayacağımı bilerek yaşamak.” diyor.
İrtidad (dinden dönme) ile duyarsızlık farklı şeyler; ancak duyarsız Müslümanların da oranı artıyor. 55 yaş üstündeki inananlar arasında 53%’ü günde beş vakit namazın tamamını kıldıklarını söylüyor. İlkinin güneş doğmadan önce kılındığı düşünülürse kolay iş değil. 2000 sonrası doğan Müslümanlar arasında bu oran 33%’e düşüyor. Bu grubun küçük bir kısmı göz önünde olmadığı sürece namaz kaçırdığı ya da Ramazan ayında oruç tutmadığı için dışlanıyor.
Genel olarak bakarsak iki tür mürtet var. Daha az dindar ailelerden gelenler dinden öylece ayrılıyorlar ve pek bir yaptırımla karşılaşmıyorlar. Bu gruptan biri “Aşama aşama oldu.” diyor. 8 yaşında günde bir namazı kaçırınca kıyametin kopmadığını fark edince namaz kılmayı bırakmış. Sonra Ramazan’da kaçak yemek yemeler, içki ve evlilik öncesi cinsel ilişki de onu takip etmiş. 18 yaşında ateist olmuş.
Bir de daha dindar ailelerden gelenler var. Bu grupta daha sert kırılmalar, Kuran ya da Hadis öğrenirken ani farkına varmalar oluyor. Genelde bunu tetikleyenler aile üyelerinin ya da imamların yeterince tatmin edici bir şekilde açıklayamadığı cinsiyet ve kölelik ile ilgili ayetler oluyor. Ayaan Hirsi Ali, Richard Dawkins ya da Christopher Hitchens’ın yazıları da aynı etkili yapabiliyor. Bazıları cinsiyetçilikten ya da homofobiden rahatsız oluyorlar. Ailesine daha açılmamış (ve muhtemelen açılmayacak) bir mürted kadın “Bir Cadılar Bayramı akşamı sofrayı toplamam gerektiği için dışarı şeker toplamaya çıkmama izin vermediler. Tüm erkek kardeşlerim ve kuzenlerim ise çıkıp topladılar.” diyor.
Başa çıkmak için bazıları internette anonim forumlarda teselli arıyor. Reddit’te bir forumun yaklaşık 30000 takipçisi var. Bu forumda mürtetler çocuklarını inanmadıklarını söylediklerinde evden kovan ailelerin hikayelerini anlatıyorlar. Bunun dışında Ramazan’da ortalıkta yenen domuzlu içkili yemeklerin resimleri gibi daha hafif paylaşımlar da var tabii.
Her şey ortada ve gururlu
Aileden ve cemaatten gelen tüm baskılara rağmen açıkça dinden çıkanların sayısı artıyor. Bir hak arama kuruluşu olan Ex-Muslims of North America (Kuzey Amerika’nın Mürtetleri – EXMNA) dinden çıktığını güvenli bir biçimde açıklayabilenlerin açıklaması konusunda ısrar ediyor. EXMNA başkanı Sarah Haider “Amacımız var olmamıza gerek bırakmayacak büyüklükte bir değişim yaratmak.” diyor. Grup üniversitelerde “Reddi Normalleştirmek” adlı, yer yer tepkilere sebep olan ve fazladan güvenlik önlemleri alınmasını gerektiren bir turne başlattı. Sn. Haider ölüm tehditleriyle yüzleşmek ve örgüte sızmaya çalışanlara karşı uyanık olmak zorunda olsa da kararlı. “Kınama da bir tanıma” diye ekliyor.
Batıda irtidanın bedeli yüksek olsa da Müslüman dünyasında durum daha da ciddi. Pakistan’da dinden çıkmak ölümle cezalandırılıyor. Bangladeş’te ateist yazarlar bıçaklı saldırganlarca vahşi bir biçimde öldürülüyorlar. Bir Mısır televizyonunda El Ezher Üniversitesi’nden eski bir şeyh yardımcısının karşısına çıkan bir ateist sunucu tarafından kovuldu ve psikiyatriste görünmesi gerektiği belirtildi. Kenya’da bir mülteci kampında doğmuş olan Olad, iki dünyayı da görmüş: Kenya’da ve Somali’de dinsizlikleri ortaya çıkınca şiddete uğrayan mürtetleri de biliyor ve ekliyor: “En azından bir derece korunduğum bir ülkede yaşadığım için minnettarım.”
Çeviri: Çağrı Ş.
Orijinal haber: The number of ex-Muslims in America is rising