“Kendimizi özgür zannediyoruz oysa ki sadece ipimizi biraz uzun bırakmışlar. Sınırlara gelince fark ediliyor bu. Dışarı çıkmak isterken kendini cama vurup duran yarı delirmiş karasinekler gibiyken. Sadece geceleri, yapayalnız ve yalınayakken anlaşılabilecek şeyler var.” Yazmıştı. Ne kadar haklıydı. Şuanda, tam da şu dakikada her şeyi geride bırakıp başımızı alıp gidemememiz, kafamızdaki tüm düşüncelerimizi ay ışığıyla konuşamamız, ve yağmurda saatlerce boşluğa yürüyüp ıslanmak yerine youtube’dan yağmur sesi açıp dinlemek zorunda kalmamız bizi mahvetti.
Beni hep bu havalar mahfetti
