“Geçen
Asır
Yirminci Yüzyıl’ı yaşadık.
Heyecanlı ve helecanlıydı.
Bir hiç uğruna geberip gitme korkusu
Dokuz canlıydı.”
Faniler ve Zebaniler, Yağmur Atsız, Türk Edebiyatı Vakfı Yay., İstanbul, 2008, s. 11
“(…)
Sen her şeyi, ama her şeyi biriktirip
Sonra hiçbir şeyi bulamayan adam…”
Agy s. 13
“(…)
Her şehir insanı biraz yaralar.
Terkederken anlayabildiğimiz kadar…
(…)
Sahi bu yaralar ne işe yarar?”
Agy s. 25
“Müsamere
Yıllarca, ama hakıykaten yıllarca
Nasıl da ipe un serdik!
(…)”
Agy s. 27
“Başlarken
Yeniden doğmuş gibiyim.
Dün akşam saat 19:50 sularında
Ölmüş olduğumu bilmesem,
Emin olunuz ki inanmazdım
Bugün anlı-şanlı bir teneşir tahtasında
Sıramın gelmesini beklediğime…
(Dünya ne kadar da lime lime!)”
Agy s. 29
“Bilafasıla
Hiç hissetdiniz mi tuhaf duygudur insan şaşar.
Deryadan damla misali kimsesizsiniz.
Bazen döner başlangıç anı bir sonun
Ve her çalmayışında telefonun
Bilirim ki aramayan sizsiniz.”
Agy s. 33
“Yol
Ayrımı
Bir tanrı yoldaşın olsun öyle git, tantanayla git!
Ancak düşün ki tanrılar bile dünyadan fanidir.
Bir tanrı lütufkar olur isterse sualden aridir.
Bazen sevimli ve mahcub ama sık sık zebanidir.
Çok tanrı bi-haberse de Şeytan sonunda saridir.”
Agy s. 41
“Gölgem
ve Kaatilim
Şeytan Cehennem ateşinde serinler.
Bazen nisandan sonra gelir mart.
Melekler mesai sırası Bach dinler,
Paydosdan sonra alüfte Mozart.
Tırtılın bitdiği yerde başlar kelebek.
Ölüm ölenlere münhasırdır.
Anlaşılamayan alelade, kimbilir kaç asırdır
Tam mabedlere doluşurken anladık ki demek
Tanrı bir bilmece değil sırdır.
Ölüm korkusuyla intihar etmek
Korkusuyla yaşamaktan artık usandım.
Gaaib ruhlar namazgahı, yasak bölgem,
Bilmem ki bir gölgeyi mi katilim sandım,
Yoksa bir katili mi gölgem?”
Agy s. 45
“(…)
İntiharımın bile keyfini süremedim.
İyi bir qafiye uğruna gözümü kırpmadan
Kimbilir kaç ihtişamlı malikane harcadım…”
Agy s. 47
“O Yıllar
Bambaşka yıllardı, bambaşka bir hayat,
Gezerken rüyalar içinde
Yatarken alabildiğine uyanıktık.
Sanki suçsuzluktan sanıkdık.
‘Ölüm asude bahar ülkesidir rinde.’
Dizesini daha okurken unutmuşduk.
Melale gırtlağa kadar borçlu hazza alıcı kuşduk.
Ne çok çalışıyorduk, ama ne boldu vaktimiz
Hem kendimizi hem yekdiğerimizi aklamaya…
Hayırsızlarla meşkedip yetimhaneler kundaklamaya…
Bambaşka yıllardı, bambaşka bir hayat…
Yanlışlar orda muteberdi doğrular sakat.
Yenilgiler vesile-i iftihardı.
Ay uğuldar ve rüzgar ışıldardı.”
Agy s. 49