George Orwell denilince aklımıza gelen ilk eserin “1984” olması hiç şaşırtıcı bir durum değil. Öyle ki, bir sohbet sırasında birisi “Büyük biraderle bugün acı birer türk kahvesi içtik.” demiş olsa dahi aklıma gelen ilk şey “1984” oluyor. Herkesin okuması gereken, hatta, siyasi sohbetlere girişmeden önce okuması gereken bir kitap 1984. Fakat bu yazımda size zaten çok aşina olduğunuz bu harika kitaptan bahsetmeyeceğim…
“Bütün kitaplar eşittir; ama bazı kitaplar öbürlerinden daha eşittir.” diyerek sunuş yapan George Orwell’ın bir diğer muhteşem eseri “Hayvan Çiftliği”nden bahsedeceğiz…
Romanımızın konusu bir hayvan çiftliğinde geçiyor. Burada bazı hayvanlar diktatör, bazıları tabiri caizse “kraldan çok kralcı”, bazıları ise sömürge altında yaşamaktan, süslenmekten, yani özünün dışına çıkmaktan memnun bu hayvanların. Hikayenin başı tüm hayvanlar için muhteşem gözüküyor. Bir başkaldırı var, üstelik Beylik Çiftliğin sahibi Bay Jones’a karşı…
Koca Reis adındaki bir domuz, bir gece rüya görür ve tüm hayvanları toplayarak rüyasını onlarla paylaşır…Rüyasında insanlığın yok olduğu yerin ne kadar muhteşem olduğunu gördüğünü söylemektedir. Bir ayaklanmaya varacak olan bu konuşmada insan, üretmeden tüketen tek varlık olarak tanımlanıyor. Koca Reis öylesine etkili bir konuşma yapıyor ki, tüm hayvanlar bağırmaya başlıyor, hatta sonunda “İngiltere’nin Hayvanları” adlı bir milli şarkıları oluyor.
Koca Reis yaşlı bir domuzdu ve konuşmasının ardından çok geçmeden öldü. Fakat konuşması hayvanları derinden etkilemişti ve Koca Reis’in “yoldaş” dediği bu hayvanlar, onun fikirlerini geliştirip bir ayaklanma gerçekleştirdi. Yoldaşların bu cesur davranışı kendilerini bile şaşırtacak derecede hızlı sonuç verdi. Artık Beylik Çiftliğinde Bay Jones yoktu, Hayvanlar galip gelmişti…
Bu kısım hikayenin henüz başlangıcı. George Orwell romanının başından sonuna kadar her bir kelimesiyle bir taş atıyor okuyuculara. Herkesin baktığı yerden farklı görünmek yerine, herkesin kendine pay çıkarabileceği bu kitap, karakterleriyle bir fablı andırsa da tamamıyla gerçekçi ve dürüst.
Hikayenin içeriğinden ya da sonucundan bahsetmeyeceğim. Sadece şu kadarını söylemeliyim ki, “Bütün insanlar düşmandır, bütün hayvanlar yoldaştır!” sloganıyla başlayan bu kitap, olayların devamında tüm gerçekliğiyle büyük harflerle şöyle demektedir:
“BÜTÜN HAYVANLAR EŞİTTİR
AMA BAZI HAYVANLAR
ÖBÜRLERİNDEN DAHA EŞİTTİR”
Kitabın sonu ise aynı sosyal çarpıcı etkiyle bitiyor. Birçoğumuzun bilmediği, görmek istemediği, bilip de bilmemezlikten geldiği tüm gerçekleri sadece 152 sayfayla tüm dünyanın önüne seriyor George Orwell.
Bir Peri Masalı alt başlığıyla yayınlanan bu kitapta anlatılan her şeyden daha acı olanı ise, bu kitabın dünyanın hangi ucunda yazılmış, hangi ucunda yaşanmış olduğu fark etmeksizin gerçek oluşu…
Keyifli okumalar…