Aralarında büyük sınıf farklılıkları olan iki süt kardeşin hikayesi… Emir, Afganistanlı çok zengin iş adamının tek oğlu. Babası zengin, zeki ve yüce gönüllü bir insan. Hasan ise Emir’lerin evindeki Hazaralı bir hizmetkarın tek oğlu. Hazaralılar, Afganistan da o dönemde pek istenilmeyen azınlıklardır.
İki çocuk hem sütkardeş hem de arkadaş olarak büyümüşlerdir. Birlikte uçurtma peşlerinde koşar, dondurma yerler, doğrusu çok iyi vakit geçirirlerdi. Küçük bir uçurtma avcısı olan Hasan çok iyi sapan kullanırdı ve beş vakit namazını hiç kaçırmazdı.
Bir gün Emir’e uçurtma getireceği sözünü vererek tek başına ve diğerlerine ilk defa haber vermeden, uçurtma avına çıkar Hasan. Mavi, güzel bir uçurtmayı avlar, fakat diğer çocuklar Hasan’ı rahat bırakmaz ve onu kovalarlar. O sırada meraklanan Emir, Hasan’ı aramaya koyulur. Düşük çeneli esnaflardan zar zor Hasan’ın nerelerde olduğuyla ilgili bilgi alır.
Arayışının ardından tam umutsuzluğa kapılacakken çocukların seslerini duyar Emir. Yıkık dökük evlerin olduğu çıkmaz bir sokağa doğru sessizce ilerler. Hasan çocukların karşısında tek başına ve meydan okurcasına dimdik durmaktadır. Herkes yumruğunu sıkmış, kavgaya ramak kalmıştır.
Assef, diğer çocuklara liderlik yapan ve herkesin ondan korktuğu bir çocuktu. Assef birden “Bağışlandın. Tamamdır.” der Hasan’a. “Ama bu dünyada hiçbir şey bedava değildir; affımın da küçük bir bedeli var elbette.” diyerek niyetindeki karmaşıklığı ortaya serer.
Ne yapacağını anlayamayan çocuklar bir yandan Assef’in adil olacağını düşünürken diğer yandan korku duyarlar. Bir süre laf kalabalığı yaşarlar. Ardından Assef, Hasan’ı yüzükoyun yere yatırır… Emir’in ise orada olduğundan habersizlerdir. Korkudan nefesini tutmuş, sessizliğe bürünmüştü Emir… Assef, Hasan’ın pantolonundan kurtulur. Hasan çaresizlikle teslim olmuştur. Olduğu yerde soğuk soğuk terleyen Emir hala bir şey yapmamaktadır. Yüzüstü yerde yatan Hasan kafasını çevirdiğinde Emir’i görür. Hasan’ın o anda dahi gözlerinde bir umut bulamazsınız. Emir arkasını dönerken Assef’in kemerinin sesini duyar ve boğazında kesik kesik gelen hırıltılı sesini…
Büyük bir acıyla başlayan bu Afgan romanı dünyanın en iyi romanlarından biridir. 2007 yılında Penguin/Orange Readers’s Group Ödülü kazanan bu kitap milyonlarca insana ulaşmış ve tüm insanlara aynı dramı yaşatmıştır. Dünyanın ortak dili olan Uçurtma Avcısı, kalbinizi yeniden hissetmenizi sağlayacak, zaman zaman kendinizi küçük bir çocuğa “Hadi Emir! Korkak olma, senin için yaptı Hasan bunu!” derken bulacaksınız. Bir yandan tırnaklarınızı yiyip diğer yandan yerinizde duramayacağınız bu roman, okuyucuya her duyguyu tüm gerçekliğiyle yaşatmaktadır.
O günden sonra ne mi oldu? Hasan’ın dramı bitmedi. Her biri ise, “Arkadaşım” dediği Emir tarafından yaşatıldı. Peki Emir, bir insan olarak vicdanıyla yüzleşme fırsatı bulacak mı? Tüm bunları iyi niyetli, sevgi dolu ve güvenilir Uçurtma Avcısı’nın hikayesini okduğunuzda anlayacaksınız…
Keyifli okumalar…
