Anasayfa > Şeyh Sadi-i Şirazi

Bostan ve Gülistan, Şeyh Sadi-i Şirazi (IV)

“(…) Kaygu, sevinç her ikisi de geçer. İnsan ölünce ikisi de savuşur gider. Madem ki ölüm var, ha birisinin başında taç olmuş, ha birisinin boynunda vergi yükü bulunmuş. Birisi Zühal’e kadar yükselse, birisi de zaruretten zindana girse, ölüm kapısından içeri girince müsavi olurlar. Ecel her ikisinin üzerine saldırınca, birbirinden tanınmaz olurlar. (…)” Bostan ve Gülistan,

Devamı

Bostan ve Gülistan, Şeyh Sadi-i Şirazi

“Üçüncüsü güzel yüzlü insanlardır ki ehli diller onunla görüşmeğe meyleder. Sohbetini ganimet, ona hizmeti canlarına minnet bilirler. Nasıl ki şöyle demişlerdir: Azıcık cemâl, çok maldan iyidir. Güzel yüz, hasta gönülerin merhemi, bağlı kapıların kilididir. [Güzeli, anası, babası kahr ile kovsalar ehemmiyeti yoktur. O nereye gitse izzet, hürmet görür. Tavus tüyünü Mushâf-ı Şerifler arasında

Devamı

Bostan ve Gülistan, Şeyh Sadi-i Şirazi (II)

“YEMEN PADİŞAHININ HATEMİ TAYİ İLE HİKÂYESİ Bilmem ki bana bu hikâyeyi kim söyledi. Hikâye şudur: Yemen’de bir padişah vardı. Bu padişahın di­ğer adlı, şanlı padişahlardan ileri idi. Hazine bağışla­mada benzeri yoktu. Ona cömertlik bulunu denilse, ya­raşırdı. Çünkü eli yağmur gibi para saçardı. Bu padişah, kendisini dünyanın en cömerdi bildiği için, kimse onun yanmda

Devamı

Bostan ve Gülistan, Şeyh Sadi-i Şirazi

“PERVANENİN (2) ŞEM’A OLAN RİYASIZ MUHABBETİ HİKÂYESİ Birisi pervaneye şu sözleri söyledi: «Hey minimini­cik kuş. Haydi, sen kendine yaraşır bir dost tut. Biraz muvaffakiyet ümit edebileceğin bir yola git. Sen nere­desin, mumu sevmek nerede? Semender değilsin, öyle ateşin etrafmda dolaşma. însan iptida yiğitliğini dene­meli, sonra cenge girmelidir. Yarasaya bak, güneşten nasıl saklanır. Demir

Devamı