“(…)
2/
Uzaklığın, düşleyince yapyakın,
Sar bu canı, yak bu denizi
Zemheri gülü ikindi güneşi
Yaylaçiçeğim, karanfil saçlım,
Bölüşelim, ölümcül yalnızlığı.
(…)”
Dağı Öpmeler, Oğuz Tansel, YKY, İstanbul, s. 49
“(…)
Göğüs geçirme boşuna değil,
Taşınır yük, aşılır dağ;
Nerde sende o çatal yürek?
Yere düşmez kanım.”
agy s. 62
“ABDAL MUSA
‘Dört kitabın varsa eğer manası/
Sen sana ne sanursan ayruğa da onu san’.
1/
Hacı Bektaş soylu atam,
Hasan Gazi oğlu, Hacım
Sultan, Geyikli Baba’nın
Dostu, ölümsüz melami
‘Dönüşüm’ yeteneğiyle,
Ceren olan Abdal Musa;
Alaiyye Beyi oğlu
Gaygusuz’u avlar, oklu
Canı koyar göz evine.
Tan ağarır Toruslarda.
2/
Küllenmez sevi közümüz
Yanar ‘Tekke Ocağı’nda;
Özgürlük anıtı dağlar
Kardelen türküler yazı,
Dört belikli çağda, ışır.
Yunus, Hatai, Pirsultan….
Demişler nefeslerinde.
Urunun eskitmediği
Temelli insancıl yasa:
Elin tek, Dilin pek, Belin berk.
3/
İlkeliler yaşar erce.
Bencil varsıl, gösterişçi
Burnu büyük, hoşgörüsüz,
Hadbilmez, kötüden kötü.
yedi deniz avucumda,
Ateşten, sudan gelmedik
Bir görürüz insanları,
Her varlığa bir bakarız;
Kin,küfür bulunmaz bizde
Evren varolmuş sevgiyle.
(…)”
agy s. 69, 70
“KUMRU
Dostum Hilmi Barlas’a
Seviyi, barışı düşletir bize
Boynunda mavi ışıklı takısı
Tin gözüyle okunabilen kitap:
Işığın süpürmesi karanlığı
Çiçeklenen yürek sevecenliği
Mavileşir özgürlük konuşunca
Özenerek yaratmış Ahura Mazda.
(…)
Tanyerinin aklaşan ışığında
Doğruluk, kardeşlik utkulanır
Barış, sevgi en soylu yasa
Karanlığı, kötülüğü eze Aşa
Armita elele savaşımızda
Hava, su, ateş, toprak
Korusun Kumru’yu Tuşnamaita.”
agy s. 71, 72
“(…)
Yavrusuna dönemeyen Memetlerim
Ömrünüze düştü çığ
Silahlara da düşecek bir gün
Köyler silindi haritadan
(…)”
agy s. 76
“(…)
Kılında kut bulur bilisiz.
‘Hacıbaba, hacıdayı, hacıemmi…’
Kimi tekesakal, sakalsız tilki,
Güzeli: Ali Şah’la Zeus Babanınki.
(…)”
agy s. 80
“(…)
Özgürlük ister halklar
Bezirgan başı, tutku şahı
(…)
(…)
Varlığının kökenini söylemez,
Eşi, benzeri yok sayılmış kutsuz
Yasa bilmez, nişangahsız atar,
Dediği dedik, çaldığı düdük,
Deveyi hamuduyla rabbena:
Şirket, banka kurtar, KİT’leri sat
Rabbena hep bana, nah sana.”
agy s. 82, 83
“(…)
Gerçeği bilmezliler, görmezliler,
Türkçe yağısı: ‘milliyetçiler!’
(…)
Olamam Abdülhamit’çi: batakçı,
Ödüncü, acımasız… Hırtlar;
İşgencede de örneksedikleri O.
(…)”
agy s. 103
“KESİNKES DEĞİŞTİRİLEMEZ
En ağır yasa: bir gün ölüvermek,
(…)”
agy s. 105