Alman yazar Hans Beltig Floransa ve Bağdat isimli kitabında sanata ilgisi olan-olmayan herkese hitap ediyor. Doğu’da ve Batı’da Bakışın Tarihi alt başlığı ile sunduğu kitabında, “Bakış’ı (perpektif)” ayrıntılı olarak işliyor…
Bu kitabı kütüphanenize eklemek için sanat tarihi, resim, tasarım vs. gibi bölümlerle ilgilenmenize pek lüzum yok açıkçası. Kitap, bakışın tarihini ve kültürünü incelediği için bize zaten birçok sanatsal kültürü ve felsefeyi temelinden izah ediyor. Ayrıca Koç Üniversitesi Yayınları tarafından yayınlanan kitabın almanca çevirisini yapan Zehra Aksu Yılmazer’i yürekten tebrik etmek gerekir. Oldukça ağır dil yapısı olan kitabı bu derece iyi bir türkçeyle dilimize aktarması sanat öğrencileri ve sanat severler için büyük bir nimet!
Perspektif Arap kökenli bir teori olan görme ışınları ve ışığın geometrisinin matematik kuramına dayanmaktadır. Daha açıklayıcı bir deyişle, cisimlerin ve nesnelerin üzerine düşen ışınların yansıttığı geometrik şekli (görüntü) gözün algılama biçimidir. Kitapta bulunan Floransa ibaresi ise Rönesans dönemini temsil etmektedir. Arap sanatı olan oryantalizmin Rönesans dönemi sanatçıları üzerindeki etkisi oldukça büyüktür. Hatta sanatın doğudan dünyaya yayıldığını söylemek tam olarak doğrudur. Arap bilimine ve İslam inancına göre şekillenen oryantalizm, batıya doğru ilerledikçe din ve kültür etkisiyle daha geniş bir perspektife kavuşmuştur.
Hans Beltig Floransa ve Bağdat’da Osmanlı’dan İtalya’ya kadar doğu ve batıyı incelemiş, harika bir perspektif oluşturmuştur. Ancak, bunun yanı sıra bir de müthiş bir felsefesi vardır. Üniversitelerde ders olarak da işlenen bu kitap okura inceleme, düşünme, yaratma ve görme becerileri katmaktadır. Bu nedenle bir sanatçının kitapta görebileceklerini pek ala bir mühendis de görebilir. Bakış ile alakalı olan Floransa ve Bağdat, okuduğumuz her kitapta olduğu gibi nereden bakmak isteyip, ne görmek istediğimizle alakalıdır. Kitabın başlangıcında Rotman’dan alıntılanan şu sözler bu duruma bir örnek oluşturmaktadır:
“Sıfırın rakamlarla ilişkisi neyse, kaçış noktasının resimle ilişkisi de odur. (…) Kaçış noktası görsel bir sıfır işlevi görür. (…) Sıfır izleyici için biçilmiş kaftandır, çünkü ancak hiçbir şeyin olmadığı ama olabileceği yerde o kendisidir.”
Bir kitabı okumak için mesleğinizin, yaşam tarzınızın ne olduğu çok da önemli değildir. Küçük Prensi birçoğumuz okumuşuzdur. Bunun sebebi hepimizin Antoine de Saint-Exupéry’nin hikayesinde bahsettiği felsefeyi benimsemiş olması mı? Pek zannetmiyorum. Dünyanın birçoğunun okumuş olması ve yine birçoğunun eleştirisiz kabul etmiş olması buna daha büyük bir sebep olabilir…
Bakışın tarihini anlatan Floransa ve Bağdat, sanat bilginize ve anlayışınıza katkı sağlayacak bir eserdir. Bunun yanı sıra, herkese okumasını tavsiye ederim, çünkü perspektifinizi genişletmekte ve Doğu-Batı kültürünün aslında birbirine ne kadar bağlı olduğunu göstermektedir.
Keyifli okumalar…