Anasayfa > Edebiyat > Zıt Kutuplar Balesi

Zıt Kutuplar Balesi

Sokakta yüksek sesle tartışan insanlar, diğer odada anlatılmaya çalışılan yüksek sesli fikirler, havlayan ve birbirini tartaklayan sokak köpekleri, takvim tutmayan mart kedileri ve kafamın içinde tepinen düşünceler… Selamlaşan korna sesleri! Hem neden korna ile selam verir ki bir canlı? Tatlı bir merhabaya, boğuk ve yeknesak bir düdükle ihanet eder? Tabi bir de, şuan ekranımın üzerinde bale yapan sinekleri saymalı! Sanki Anna Pavlovna Pavlova‘yı seyretme zevkine erişmiş, bu keyfi 20’lik çivilerle genetiğine çivilemiş bir neslin torunları göç etmiş bahçeme. Bense elimi masaya vurup, okkalı bir küfürle durdurmak istiyorum zamanı. Ruh halim, beni sessizliğe davet ederken, başımı kaldıramayacak kadar ağır hissediyorum. Kafamın içindeki savaş bitsin yahut dursun istiyorum. Elimde olsa, iki tarafı da kılıçtan geçirmek işten bile değil. Haber bültenleri, telefon sesleri, kahkaha atan komşular, duvarı delmeye çalışan matkap! Hepsi üst üste yığılan, beni ezen, ezdikçe neşelenen bir keşmekeş gibi… Karma-karışığım ve bitkin.

Kafanızın içinde, sürekli iki zıt düşünceyi zırhlayıp, onları uzun soluklu savaşlara zorlayan başka bir düşünce vardır. Engel olunamayan… Çıbanın başı! İşte asıl onun kökünü kurutmalı. Her zaman değil elbette, ruhunuz ağırlaştığında, göğüs kafesiniz daralmaya başladığında ve düşünceleriniz gardrobunuzdan daha dağınık bir hale dönüştüğünde ancak. Ama o kök, o çıbanın başı, o şeytanın şahı; yüzeye yakın duracak kadar ahmak değildir. Erişemeyeceğiniz kadar derinlerde olsa gerek!

İki zıt fikri çarpıştırmanın gerekli olduğu zamanlarda vardır. Bu savaşlardan sağ çıkan, yani kazanan taraf; genelde bizim doğrularımızı oluşturur. Yanılgılar hep böyle başlar…

Güçsüz olan kısmın haklılığı ancak damlayan bir kana dönüşüverir miğferinden. Savaşı kaybedenler unutulur, kazananlar kahraman olur. Oysa kaybettiğimiz bir çok savaş yok mu bizim de? Hem de kötülere karşı!

Kafamın içerisinde amansız bir savaş var! İyiler ve kötülerin savaşı… Bense kimin kazanacağından çok, kimin masum olduğunu merak ettiğim için seyrediyorum. Zaten orada bir yerlerde savaş başlamışken, yüzünüzü başka bir yöne çeviremezsiniz. Ekranın üzerinde sıkılan sinekler, bale yapmaya ve hatta savaşmaya başlayabilir! Dikkatli olun!

senbiyah
Siyah kıyafetler, siyah gözlükler... Siyah düşünceler; griye evrilen. Umutlar beyaz! Benimkiler öyle. Elbette, siyahtan uzak bütün renklerde bulunur umut. Geri kalan ne varsa siyah. Simsiyah işte... Ama yine de içinizi karartmaya gelmedim! :)
https://gumusdis.com

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.